Pages


26 Nisan 2010 Pazartesi

AKŞAM-LIK, TARIK 2000 ZİYAD VE NÖBETÇİ SÖZLÜK

AKŞAM-LIK

Aslında Milliyet Sanat dergisini yazmak niyetiyle rafları karıştırırken karşıma Akşam-lık dergisinin çıkmasıyla birlikte bu tasarımı erteledim ve hemen Akşam-lık'lara sarıldım. Bu güzel dergi tahmin edileceği üzere, Akşam gazetesinin ilavesiydi. 2002 yılında doğmuş 2004 yılında hayatına son verilmişti. Akşam gazetesinde yayın yönetmeni olarak o sıralar Nurcan Akad vardı. Derginin yayın yönetmeni ise Ümit Bayazoğlu'ydu. Dergi hoştu güzeldi, fakat dağıtım günü değiştirildi mesela bu hataydı bence, sonra benim gibi merkezde yaşamayanlar için bulması tam bir maceraydı. Bayi bayi dolaşırdım almak için, gazete bulunurdu ama ilavesi her bayide olmazdı nedense. Zaten Nurcan Akad ve YKY için çanların çalacağı vakit çok yaklaşmıştı ama müneccim olmadığım için bilemedim neler olacağını. Nurcan Akad yayın yönetmenliğinden alınınca Akşam-lık da son bulduydu galiba. Ya da başka bir şeyler oldu, bilmiyorum, bildiğim Akşam-lık ilavesinin tarihe karışması.

Akşam-lık'ın yeri şimdi Radikal ve Cumhuriyet Kitap ilaveleriyle dolmuyor ne yazık ki, çünkü tamamen farklı bir gazete ekiydi, zaten sadece kitap eki değildi, kültür ve sanat konularında çok güzel, arşivlik yazılar çıkardı, şimdiki eklerde kesilip saklanacak yazılar çok azaldı. Akşam-lık'ta ise, Semra Aktaş, İhsan Feyzibeyoğlu, Halit Soydan, Selen Baycan, Cem Akaş, Tarık Sipahi, Yeşim Vesper, Filiz Özdem, Uğur Kökden, Ahmet Parman, Ahmet Eken, İlhami Algör, Ayşegül Oğuz, Doğan Kuban, Tınaz Tiryakioğlu ve adını buraya yazamadığım daha pek çok yazar her daim okunacak yazılar yazmışlardır.

Unutamadığım ve zihnime kazınmış olan Akşam-lık kapağı ise, "Çelik Gülersoy'a veda" başlıklı ve Çelik Gülersoy'un karakalem portresinin olduğu 1 Ağustos 2003 tarihli dergiydi.

Halen bende olmayan sayılarını arıyorum, ne yazık ki bu nimetin kıtlığı var, bunca yıldan sonra artık bulunmuyor.

Her güzel şey gibi nihayete eren bu dergide ilk okuduğum Enis Batur'un köşesiydi. Fakat her hafta asıl heyecanla beklediklerim ise "Tarık 2000 Ziyad" ve "Nöbetçi Sözlük" isimli köşelerdi.

Tarık 2000 Ziyad

Tarık 2000 Ziyad'ın günlüğü evlere şenlikti, çok eğlenirdim bu köşeyi okurken. Çok sevdiğim yazar Henri Michaux'nun Plume isimli kahramanına benzetirdim biraz, okumaya doyum olmazdı, bugün yine okudum "Evdeki eşyaların tarihi" isimli kitabı yazdığını hatırladım ve gülümsedim. Sonra "İstanbul'un havuzlu parkları" isimli bir kitap yazmaya da başlamıştı, yanılmamışım, 31 Ekim 2003 tarihli Akşam-lık'taki köşede rastladım tekrar, sevindim.

Nöbetçi Sözlük

Nöbetçi sözlük genellikle çeşitli kaynaklardan seçilmiş alıntılardan oluşurdu. Sayfanın üstünde "Hazırlayan Ümit Bayazoğlu" veya "Ü.B." yazdığı vakit çok güzel olurdu, ancak son zamanlarda tatsızlaşmıştı bu köşe, eskileri tekrar tekrar okumak ise başka bir keyiftir, özellikle 27 Haziran 2003 tarihli olan "Nöbetçi sözlük" en beğendiklerimin arasında birinci gelir, bu sayıdaki "Nöbetçi sözlük" maddeleri ise şunlar:

Acı
Melankolu
Misantrope
Satürn çocuğu
Uyumlu insan, sarı-safra
Uyumsuz insan, kara-safra
Yalnızlık

Bu bölümde "Nöbetçi sözlük" başlığının hemen altında ise Seneca'dan bir alıntı var:
"İnsanın kendisi için kendini kazanma sürecidir yalnızlık."

Hiç yorum yok: